Experience Tumblr Like Never Before
Ne zaman seni düşünsem,
Bir ceylan su içmeye iner,
Çayırları büyürken görürüm
Her akşam seninle,
Yeşil bir zeytin tanesi,
Bir parça mavi deniz,
Alır beni.
Seni düşündükçe,
Gül dikiyorum elimin değdiği yere,
Atlara su veriyorum,
Daha bir seviyorum dağları...♠️♠️♠️
Güneş karanlıktan bir gün hesap soracak, O gün ay da dahil avuçlarıma konacak, Bir hayal kuracaksın, kirpiklerin donacak, Tam da o gün hayat yanaklarıma dolacak...♠️♠️♠️
Burası lanetli, aşk bu kenti pis ediyor, Bir seli yok ama, hala yağmur çiseliyor, Nasıl haketmeyen insanlar her zaman mutluyken, Kalbim yazıp yazıp hala yalnızlığa sesleniyor...♠️♠️♠️
Ne zaman seni düşünsem,
Bir ceylan su içmeye iner,
Çayırları büyürken görürüm
Her akşam seninle,
Yeşil bir zeytin tanesi,
Bir parça mavi deniz,
Alır beni.
Seni düşündükçe,
Gül dikiyorum elimin değdiği yere,
Atlara su veriyorum,
Daha bir seviyorum dağları...♠️♠️♠️
Güleceğim ve sen ağlayacaksın, Ağlamak gülmek nedir anlayacaksın, Şömine başında aşk sıcaklığıma kapılmışken Bir kar tanesi olup damlayacaksın...♠️♠️♠️
Güneş karanlıktan bir gün hesap soracak, O gün ay da dahil avuçlarıma konacak, Bir hayal kuracaksın, kirpiklerin donacak, Tam da o gün hayat yanaklarıma dolacak...♠️♠️♠️
Bil ki; kana karışan en güzel demdir çay, Ve aşk, çayı tatlandıran en güzel şekerdir. Lâkin, sigarayı da biten aşkın en keskin hançeri say. Zira, dumanı bitik o aşkla beraber ciğeri deşipte geçendir...♠️♠️♠️
Yanlışa sürme bizi, yakamoz aya küsmüş, Denizler maviye ve dağlarda kıra küsmüş, Yeşile yaprak, yaprağa yeşil küsmüş, Bu mevsim bana küsmüşte, gönlüme ateş düşmüş…♠️♠️♠️
Burası lanetli, aşk bu kenti pis ediyor, Bir seli yok ama, hala yağmur çiseliyor, Nasıl haketmeyen insanlar her zaman mutluyken, Kalbim yazıp yazıp hala yalnızlığa sesleniyor...♠️♠️♠️
Ne zaman seni düşünsem,
Bir ceylan su içmeye iner,
Çayırları büyürken görürüm
Her akşam seninle,
Yeşil bir zeytin tanesi,
Bir parça mavi deniz,
Alır beni.
Seni düşündükçe,
Gül dikiyorum elimin değdiği yere,
Atlara su veriyorum,
Daha bir seviyorum dağları...♠️♠️♠️
Kopya çektik aşkı başkasından, Ayrılık ölünce güzel, aşk Kasım'da. Hiç bilinmeyen bir ömrün bilindik hikayesi, Yaşayacak bir günümüz kalmaz yürek taşlaşınca...♠️♠️♠️
Gamzelerin koğuş, içinde ben hapisim, Umut, ancak bir delinin terapisi, Kanımda gezerken aşk artıyor, anemisi.. Ben artık yoruldum, biraz sen ara bizi..♠️♠️♠️
Ben hâlâ siyahım, dermanı yok rengimin, En gözde parçasısın sergimin, Acısı gözlerine siniyorsa sevgimin, Hatırası kalır bir ıslak mendilin...♠️♠️♠️
Ama sen karanlığı yere tükürebilirsin, Sevdiğini bağır, kükre bilinsin..!! Çekilmez inan, bu koca külfet ilimsiz, Ağzından bir dua çıksın, bağrına bin insin..♠️♠️♠️
Yanında kısa kalırım, sana aşkım devdir, Sırf sen seviyorsun diye, ben kendimi sevdim. Birlikte dik duralım, dünya boyun eğsin, Bırak güzel gözlerini, gözlerime değsin...♠️♠️♠️
İpek bir hasırdan soğuk bir taşa taşıncak ömrüm, Ben de fazla vardı, kalbi ikiye böldüm. Sizin inanmadığınız aşkı ben gözümle gördüm. Senden başka her caddeye düz bakardım, çünkü kördüm...♠️♠️♠️
Mezem olsa dudakların, alkole düşman olurdu dudaklarım, Ben, her birinde bir gün otururum, senin uğradığın durakların, Sensizliği meze yaptım, özenle ayıkladım, Bir fırt çektim özleminden, sarhoşum ama yine ayaktayım...♠️♠️♠️
Ata vurulan gem gibidir, kalbe giren sevda, Yürür şarabın sersemliğinden gördüğün bedbaht, Ormanın ördüğü dev dağ, kurda kuşa sevda.. Ben peşinden geleceğim kuşkusuzuz, hele bi' sen dal...♠️♠️♠️
Yaşamadıkça seni, yazamıyor şu elim, Yazamadıkça elim, yaşayamıyor seni, Mesele bizle alakalı, ben ve sen değil, Sayıyorum ölüme doğru senden geri...♠️♠️♠️
Sana benzeyen bi kızım olsa seni o anda unuturum, Çünkü o kız bana benzeyen deli bi adama umut olur, Keşkelerini gömdüğün toprakta otlar bitmiş, Al birini, sana verdiğim toprak vazoda kurut onu...♠️♠️♠️
Yazmak değil yaşamak için muhakkaktır bilgi, En zor yamaçlardan al bu kucaklarca bitki, Ölümün kucagındayken neyi degiştirebilirsin ki? Nasılsa tüm mutluluklar kucaklarda bitti...♠️♠️♠️
Leyla'nın sokağındaki köpeğin gözlerinden öper Mecnun.
Psikologlara göre, bu bir davranış bozukluğudur. Edebiyatçılar ise bunun önünde saygıyla eğilir..♠️♠️♠️
Şimdi bir iklimdir pişmanlık Sapsarı, kupkuru, bet-beniz; Döker yaprağını yavaş yavaş… Bıraktığındır senin Bir sevdayı ardına Öyle kırık dökük, öyle savruk, salaş…♠️♠️♠️
Her şeyden bir istifa mektubu yazmak istiyorum,
başkalarına ve kendime karşı görevlerimi yerine getiremediğim için özür dilediğim bir mektup. Benim için buradaydı, gitti ve geri gelmedi denilsin diye.
Herkesin beni beklemesini istiyorum, ama geri dönmeyeceğim.
painting by - Aron Wiesenfeld
İlk gecede,
Bu gecenin geçmeyeceğini hissedeceksin,
ve gece alışılmadık derecede karanlık,
Sessizlik dayanılmaz bir gürültü haline geldi,
Yatağın mezarlık, örtün kefen,
kalbin inliyor, aklın mücadele ediyor,
ve gözyaşların bir alev,
Sokaktaki sesler seni sinirlendirecek, kardeşinin şakaları seni sinirlendirecek, annenin ısrarı seni sinirlendirecek, yemekler tatsız ve su tuzlu, odanızın ne kadar küçük olduğunu fark edeceksiniz. Tavsiyem...
Kimseye başvurmayın! özellikle ilk gece, kimseye ulaşmayın. Ve erken yatma, teslimiyetin başladığı yer burası, kırıldığın için iyi olduğunu söyleme ve kendini eski mesajlara bakmaktan alıkoy, onlar bir şey ifade etmez çünkü onlar eskidir. Ve hiçbir şarkı dinleme, bu bir tuzak! Ve ağrınız organik olmadığı için herhangi bir ilaç almayın çünkü o tür ağrılar uyuşturulamaz. acınızı hissedin ve sessizce yaşayın, bir odada ya da deniz kenarında. En önemlisi… kendi başınıza
- Farid Emara
‘
A'râf Suresi Mekke döneminde inmiştir. 206 âyettir. Sûre, adını 46. ve 48. âyetlerde geçen“el-A’râf ” kelimesinden almıştır. “el-A’râf ”, yüksek yerler, yüksek mevkiler demektir. Sûrede temel konu olarak, ilâhî vahyin doğruluğu ve vahye duyulan ihtiyaç işlenmektedir.
Âyet sayısı itibariyle Mekke’de inen sûrelerin en uzunudur, Kur’an’da da en uzun sûrelerin üçüncüsüdür. Bu sebeple “es-seb‘u’t-tıvâl” (yedi uzun sûre) arasında gösterilir. Ayrıca En‘âm sûresiyle birlikte “iki uzun sûre” diye de anılır (İbn Âşûr, VIII/2, s. 5-6).
Üslûp ve muhteva bakımından bir önceki sûrenin (En‘âm) devamı gibi görünen A‘râf sûresinde de iman meseleleri, bilhassa âhiretle ilgili hususlarla vahyin önemi, ataları körü körüne taklit etmenin yanlışlığı ve zararları, müminlerle inkârcıların âhiretteki durumlarının mukayesesi, Allah’ın mutlak hükümranlığı, rahmetinin genişliği gibi itikadî konular işlenir. Bunun yanında geçmiş peygamberlerin hayatlarından misaller verilerek onların iman uğrundaki mücadeleleri gözler önüne serilir; sırası geldikçe müşrikler uyarılır; müminlere de sabır ve sebat tavsiye edilir.
Nesâî’nin naklettiği bir hadise göre Resûlullah, akşam namazının ilk rek‘atında Fâtiha’dan sonra bu sûrenin bir bölümünü, ikinci rek‘atında da kalan bölümünü okurdu (“İftitâh”, 67).
Birazdan kudurur deniz Birazdan dalgaların sırtından Üst üste fışkıran rüzgarlar Bir intikam gibi saldırınca üstüne. Yüzüne şarkılar çarpar, Yüzüne şiirler çarpar, ağlarsın Sen artık buralarda duramazsın Artık sazın bağrı mı olur Kimsenin bilmediği bir ağrı mı Gider kendine gömülürsün Yoksa bu şehir bu sokaklar Seni alır kullanır seni alır kullanır Santim santim çürürsün." Bazen bir uçurum kalır Bazen de martıların ardından Velvele koparan bir leş kalır Bir intihar gibi puşt olunca sevdalar. Sırtını duvara yaslar, Sırtını ağaca yaslar susarsın Sen artık hiçbir sözü, Hiçbir sözü kaldıramazsın. Şimdi bir yeni sevda mı olur Kimsenin kapını çalmadığı bir inziva mı Tutar sıfırdan başlarsın Yoksa bu ilişkiler bu zaaflar Seni yiyip bitirir, Dirhem dirhem azalırsın.