Uçtum ateş üstüne, Dağlansın diye sızım. Sorma halim ne olur Yoruldum anlamsızım. Yağmur doldu içime, Açım, sigarasızım. Uyuyor musun anne Ben geldim; vefasızın. Suç oldu suç üstüne Her şarkım her yazım Vuruştum türkülerle Kanla beslendi sazım. Bir rüzgarın önünde, Kaçağım, kuralsızım. Duyuyor musun anne Yalnızım çok yalnızım. Ah, dağılsam dizine, Uyusam doymaksızın. Sabah olmasa gece, Kaçmasam dermansızım. Sür beni gül yüzüne Gitsem de kalsın sızım. Ağlıyor musun anne, Gidiyor hayırsızın. KAÇAK ve ANNE AHMET KAYA
Yüce Allah (cc) şöyle buyurmaktadır: Ey Âdemoğlu! Vakitlerini bana ibâdet etmeye ayır ki, kalbini zenginlikle doldurayım, rızkını bereketlendireyim ve vücuduna rahatlık vereyim. İmâm-ı Gazâlî / Kudsi Hadis
Rasûlullah ﷺ şöyle duâ ederdi: “Allahım! Yüzümü güzelleştirdiğin gibi, huyumu da güzelleştir!”
Hadis-i Şerif
(ibn-i Hanbel, Müsned, I, 403)
Kendini Çok Beğenme Kul Katında,
Ne Kendini Beğenmişler Var Toprak Altında!... Hazreti Mevlana Celaleddin Rum-i (r.a)
Herşey güzel olmayacak;
Biz hep imtihan olacağız..
Medine döneminde inmiştir. 24 âyettir. Sûre, adını ikinci ayette geçen “elHaşr” kelimesinden almıştır. Haşr, toplamak demektir. Sûrede başlıca,Medine’de yaşamakta olan ve Hz.Peygamberle yaptıkları antlaşmaya ihanet ederek İslâm toplumunu ortadan kaldırmak üzere Mekkeli müşriklerle ittifak yapan Nadîroğulları’nın Medine’den topluca sürülmesi hadisesi ile Yahudilerle antlaşma yapan münafıklar konu edilmektedir.
Özellikle sûrenin ilk âyeti ile son üç âyetinde, bütün varlıkların Allah’ı eksikliklerden tenzih ettiği, O’nun birliği, yüceliği, ilminin sınırsızlığı, rahmet ve şefkatinin enginliği, irade ve gücünün mutlaklığı, eşsiz yaratıcı olduğu belirtilerek kalplere tevhid inancının, Allah sevgisi ve saygısının yerleştirilmesi hedeflenmektedir. 2-10. âyetlerde antlaşmalarını bozan bir yahudi kabilesinin başına gelen sürgün felâketi örnek gösterilip bundan ibret alınması istenmekte ve müslümanlara toplum olarak elde edilen imkânların paylaştırılması konusunda yol gösterilip ideal mümin tipiyle ilgili tasvirler yapılmaktadır. 11-17. âyetlerde müslüman göründükleri halde ahitlerini bozan Ehl-i kitap’la gizli ilişkiler kurarak türlü entrikalar çeviren münafıkların ve yandaşlarının bazı zaaflarına değinilerek müslümanlar hem bu tür davranışlardan sakındırılmakta hem de kendilerine moral verilmektedir. Müteakip âyetlerde her insanın yapması gereken nefis muhasebesinin ve ebedî hayat için hazırlıklı olunmasının önemine ve sonuçlarına dikkat çekilmekte; Kur’an’a muhatap olmanın ne büyük şeref olduğunu ama aynı zamanda ne büyük sorumluluk getirdiğini hatırlatan bir örnek verilmektedir (İngiliz şarkiyatçısı Richard Bell’in Haşr sûresiyle ilgili bir makalesinde sûredeki âyetlerin tertibiyle ilgili olarak ileri sürdüğü görüşün eleştirisi için bk. Emin Işık, “Haşr Sûresi”, DİA, XVI, 426).
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem sabahleyin şöyle dua ederdi:
“Allâhümme bike asbahnâ ve bike emseynâ ve bike nahyâ ve bike nemût ve ileyke’n-nüşûr: Allahım! Senin lutfunla sabaha ulaştık, senin lutfunla akşama erdik. Sen isteyince dirilir, sen isteyince ölürüz. Yeniden diriltip huzurunda toplayacak olan da sensin.”
Akşamleyin şöyle dua ederdi:
“Allâhümme bike emseynâ ve bike nahyâ ve bike nemût ve ileyke’l-masîr: Allahım! Senin lutfunla akşama erdik. Sen isteyince dirilir, sen isteyince ölürüz. Huzuruna varılacak olan da sensin.” (Ebû Dâvûd, Edeb 101; Tirmizî, Daavât 13. Ayrıca bk. İbni Mâce, Duâ 14)