Hayatta yaşadığım ve yaşayacağım bütün hüzünler ve acılar, bir plan dahilinde kendi bilgim ve isteğimle gerçekleşmekte.
Bakışlarınla çarmıha germiştin bedenimi,
Sözlerinle avuçlarıma çaktığın çivi.
Oysa ben seni severken günahsızdım İsa gibi!
Başkalarına güvenmek, kendi ahmaklığınıza yatırım yapmaktır. Er ya da geç, iflas edecektir.
Her şeyi anladım da ihtimal misin,
imtihan mısın bir türlü anlayamadım.
Sahte gülüşünüzle, kibirli sözlerinizle, insanları aşağılayan bakışlarınızla siz tam bir masal kötüsüsünüz.
seni affetmek için kendime bütün gece yalanlar söyledim. Sen yine ben yokmuşum gibiydin
Siz de ne panik yaptınız anlamadım ki! Sabah 'Dünya çok güzel, kuşlar cıvıl cıvıl!' diye uyanıyorum, öğleden sonra 'Her şey boş, hayat anlamsız...' falan takılıyorum. Ne olmuş yani? Sanki sizin hiç inişleriniz çıkışlarınız olmuyor! Bizimkiler biraz daha 'extreme' sadece, o kadar. Hani siz 'hafif bir sinirliyim' dersiniz, biz 'dünyayı yakasım var!' deriz. Küçük farklar işte...
Sanki ruh halimiz bir açma kapama düğmesi gibi, 'hadi canım biraz da depresif takılalım' diyoruz! Yok öyle bir şey tabii ki. Bazen enerjiğim ki maraton koşasım geliyor, bazen de yataktan çıkmak Everest'e tırmanmak gibi. Ama merak etmeyin, genellikle bir sonraki 'çılgın parti' moduna ne zaman geçeceğimi ben de kestiremiyorum!
Çoğunluğun uğultusunda kaybolmaktansa, yalnızlığın yankısı olmayı tercih ederim.
Günaydın yaşamak, intiharın gölgesinde bile,
O inatçı, o vazgeçilmez hevesinle.
Sen ki, güzel kadınların gülüşünde parlayan,
Her şeye rağmen tutunduğum o yegane anlam.
Günaydın yaşamak, bir nefesim, bir hevesim varken,
Bu topraklarda, bu mavi gökyüzü altında.
Sen ki, her anıyla ayrı bir hikaye yazılan,
Ve her şeye rağmen, sevdiğim, özlediğim hayat.
"Öyle kötü bir yazar oldum ki kendi hikâyemin figüranı oldum azizim."
Sen benim kesilen bileklerimden akan kanım gibisin; benimsin ama bende değilsin.