Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. “Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru” derler.
Âl-i İmrân Sûresi 191. Ayet
Bu akşam hayalin canlandı gözlerimde ,
Işık oluyorsun bana karanlık gecelerimde,
Yıllanmış şarap gibi yanıyorsun içimde ,
Bu akşam seni ölesiye özledim,
Bu akşam seni görmek istiyor gözlerim,
Sıcak ellerini tutmak istiyor ellerim
Sevginle dolup taşmak istiyor kalbim
Bu akşam seni ölesiye özledim
Bu akşam seni senden son defa istiyorum
Dayanacak gücüm kalmadı bekleyemiyorum
Ellerim semada dualar ediyorum
Bu akşam seni ölesiye özledim
Toprak olmaz bende tenden başkası
Seni bunca sevmez benden başkası
Ölürsem sen ağla arkamdan yeter
Gelmesin kabrime senden başkası
İslâm’ın ilk dönemlerinde Hz. Peygamber’e çoğunlukla maddî ve toplumsal statü bakımdan zayıf kimseler inanmıştı.
Mekke’nin varlıklı müşrikleri bunları gördüklerinde, “Allah’ın kendilerine lutufta bulunduğu kimseler de bunlar mı!” (En‘âm 7/53) diyerek müminleri küçümsüyor, “Onlar Allah’ın sevdiği kimseler olsa, Allah onları böyle sıkıntılar içinde bırakmaz” diyorlardı.
Kanaatlerine göre Allah’ın kendilerine zenginliği lâyık görmesi onları sevdiğinin bir alâmetiydi. Oysa Allah Teâlâ hikmeti gereği kullarından dilediğinin rızkını bol, dilediğininkini de kıt verir.
Allah’ın bir kimseye bol rızık vermesi onun Allah katında değerli olduğunu göstermediği gibi, herhangi birinin rızkını daraltması da onun Allah katında sevilmeyen biri olduğunu göstermez.
Dünya varlığı, insanlar katında bir değer olmakla birlikte Allah’ın rızâsına uygun olarak kullanılmadığı takdirde Allah katında bir değer ifade etmez; fâni dünyanın nimet ve zîneti cennette olanlarla karşılaştırıldığı takdirde dünyadaki çok sönük, renksiz ve tatsız kalır.
Fâtır sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 45 âyettir. İsmini 1. âyette geçen Cenâb-ı Hakk’ın اَلْفَاطِرُ (Fâtır) sıfatından alır. Buna “Melâike” sûresi de denilir. Resmî tertîbe göre 35, iniş sırasına göre 43. sûredir.
Sûre ağırlıklı olarak Allah’ın varlığı, birliği ve kudretinin kâinatta tecelli eden pek çok delillerinden söz ederek, O’nun kulluğa lâyık tek ilâh olduğu fikrini işler. Yaratan O’dur, rızık veren O’dur, izzet ve şeref veren O’dur. O zengin ve müstağnî, insanlar ise O’na sonsuz derecede muhtaçtır. Bütün izzet ve şeref yalnızca O’na mahsus olduğundan, izzet ve şeref isteyenler için O’na inanmak, O’na teslim olmak, yalnızca O’na kul köle olmak zarûrîdir. Acı ve tatlı deniz, gece ile gündüz, âmâ ile gören, karanlıkla aydınlık, ölü ile diri gibi âlemde birbirinin zıddı olarak tecelli eden varlık ve olaylar, iman ile küfrün hakikatini anlamak için birer misaldir. İman güzelliklerin, küfür ise kötülüklerin temsilcisidir. Bu sebeple sûrede iman ehlinin nâil olacağı ebedi mutlulukla, küfür ehlinin feci halleri canlı birer tablo halinde arz edilir. İnsanların zulmü ve nankörlüğüne rağmen Cenâb-ı Hakk’ın onlara mühlet verdiği, dolayısıyla bu mühletin iyi değerlendirilmesi gereği üzerinde durulur.
"Sübhânallâhi velhamdülillâhi velâ ilâhe illallahü vallâhü ekber demek, benim için, üzerine güneş doğan her şeyden daha kıymetlidir.” HADİS-İ ŞERİF (Müslim, Zikir 32) (Hadis)
Âli İmrân Suresi 173. Ayet
Bismillahirrahmanirrahim
ٱلَّذِينَ قَالَ لَهُمُ ٱلنَّاسُ إِنَّ ٱلنَّاسَ قَدْ جَمَعُوا۟ لَكُمْ فَٱخْشَوْهُمْ فَزَادَهُمْ إِيمَٰنًا وَقَالُوا۟ حَسْبُنَا ٱللَّهُ وَنِعْمَ ٱلْوَكِيلُ
Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine, “İnsanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun” dediklerinde, bu söz onların imanını artırdı ve “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!” dediler.
_
Ahzab Suresi 48. Ayet
Bismillahirrahmanirrahim
وَلَا تُطِعِ الْكَافِر۪ينَ وَالْمُنَافِق۪ينَ وَدَعْ اَذٰيهُمْ وَتَوَكَّلْ عَلَى اللّٰهِۜ وَكَفٰى بِاللّٰهِ وَك۪يلًا
Kâfirlere ve münafıklara itaat etme! Onların eziyetlerine aldırma ve Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.
Yüreğinin daralmasından değil,
Allah’a giden yolun kapanmasından kork.
Her zorlukla birlikte bir kolaylık vardır.
Sabret ve şükret.
Unutma;
Allah, rahmetiyle tecelli edince daralan kalbin,
cennet bahçesi gibi genişler.
⠀
⠀
https://www.instagram.com/alperenlive_/
instagram hesabımı eklerseniz çok sevinirim dostlarım..
Kullarım Beni sana soracak olurlarsa, gerçekten de Ben pek yakınım.
Bana dua ettiği zaman dua edenin çağrısına cevap veririm.
Öyleyse onlar da Bana cevap versinler ve Bana inansınlar ki doğruya erişsinler.
Bakara Sûresi, 2:186
⠀
⠀
Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin.
Bilesiniz ki O, haddi aşanları sevmez.
Ürpererek ve ümit ederek dua edin O'na.
Hiç kuşkusuz, Allah'ın rahmeti, güzel düşünüp güzel iş yapanlara çok yakındır.
A'râf Sûresi, 7:55-56
⠀
⠀
De ki:
Sizin duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin?
Furkan Sûresi, 25:77
⠀
⠀
Hayırlı sabahlar dostlarım..
(Ey Habîbim!)
İsmâîl, İdrîs ve Zülkifl hakkında anlattığımızı da hatırla!
Onların her biri sabredenlerdendi.
Onları rahmetimize dâhil ettik!
Çünkü onlar, sâlih kimselerdendi.
Enbiyâ Sûresi 85 ve 86. âyet-i kerîmeler