Yine araflardayım...
" Dokunsalar ağlayacaksın ama hiç dokunmuyorlar" sözüyle iyi akşamlar diliyorum.
Çocukluğumdaki eksiklikleri tamamlamaya çalışırken zamanın ellerimden akıp gittiğinin farkına varmadım. Kendimi aileme kanıtlamaya çalışırken hayatın ve onların bana başka sürprizi vardı. Evlilik...
Dudaklarından basitçe süzülen tek bir kelime hayatımın tam ortasına kaos gibi düşmüştü. Hiç tanımadığım bir adamla ailelerin istediği üzerine sözleşmeli evlilik yapmaya zorlandık. Attığım bir imza son umutlarım da ellerimden aldı.
Ben Mira. Hayatın çocukluktan ibaret olduğunu anlayan Mira.
Sevgiye aç, nefret bakışlarıyla büyürken ruhumun parçalandığının farkına varmadım. Hayatın bütün acımasızlığının bana olduğunu düşünürken karanlığıma bir anda giren ışıkla gözlerim kamaştı.
Ben Poyraz. En iyi bildiği şey kaçmak olan Poyraz.
İki genç birbirlerinin yaralarına derman olurken bu sözleşmeli evliliğin geçmişin karanlığını sakladığını bilmiyorlardı. Peki geçmişin karanlığı bir gölge gibi peşlerine takılıp bütün sırları ortaya dökerken birbirlerine mi sığınacaklardı yoksa uzaklaşacaklar mıydı?
"Yük olur muyum?" diye düşündüğün yere ait değilsin. Kendini kısıtlamak zorunda hissettiğin bir yere ait değilsin. Anlatamadığın, anlaşılmadığın bir yere ait değilsin.
Gurbetin de, esaretin de bu yüzden..
Küçükken hep büyümek isteyen benliğimin şu an çocuk olma ihtimali olsa şüphesiz hiç düşünmeden kabul ederdim.
Çok yoruldum biliyor musun? Hem de çok. Sürekli bu hayatta birilerine kendimi kanıtlamaya çalışmaktan, beni sevsinler diye uğraşmaktan, kendimi beğendirmeye çalışmaktan çok yoruldum. Her şeyin iyi olacağına dair olan şu aptal umudumdan, içimdeki bitmek tükenmek bilmeyen hayallerden, en önemlisi de ne biliyor musun? Yazdıkça rahatladığımı düşünmeme rağmen farkında olmadan onu kalbimde taşıyıp kendime yük etmekten çok yoruldum. Ha sakın ciddi bir şey oldu zannetmeyin. Genel bir ben. Hayatın acı gerçeklerle bazen yüzüne çarptığında kendine gelen. Sonra ise sabah hiç bir şey olmamış gibi devam eden bir ben.
Dünyanın en ağır yüküdür, gönlü sende olmayanı ısrarla yüreğinde taşımak.
Vazgeçmek istesen de vazgeçememek.
Her şeyden sonra bu sondu demek.
Ama sesini duymak,seni hissetmek yeterlidir her şey için.
Bile isteye o yükü taşımaktır.
Canın yansa da bazen bu yükü taşımak ağır gelse de.
Gerçek sevgi bu değil midir?
Karşılık beklemeden onun mutluluğunu düşünmek.
Çok uzaktan olsan da bir o kadar yakınsın iyot kokulu adam.
➡Mutlu olmak istiyorsan bir amaca bağlan, insanlara ya da eşyalara bağlanma.
29 posts