bir kafada birden fazla düşünce
Katılımsız bir cenaze, üstelik ölüsü yeryüzünde~
Dışarıdan bakıldığında hiçbir şeyi umursamayan biri olarak gözükebilirim ama içimde kaç farklı dünyanın yıkıldığını siz bilemezsiniz
bir insanı ten rengine göre eleştirmekten daha cahilce bir düşünce duymadım.
Birinin söylemek istediklerini yazması kadar acı bir hikaye daha duymadım...
Bazen bir yerden düşüyormuşum gibi hissediyorum. O anlar beni o kadar etkiliyor ki uykumdan bile bir yerden düşüyormuş gibi birden uyanıyorum. Ama yine de kısa bir süre sonra normale dönüyorum hem de gerçekten kısa bir süre sonra, bunu nasıl başardığıma gelecek olursak düşmemek için sırtımı bir yerlere yaslıyorum daha doğrusu bir şeylere. Mesela bir şarkıya, bir anıya, bir söze, bir şiire, bir kitaba… ama ne olursa olsun sırtımı yaslayacak bir yer illâki buluyorum. Bu günlerde de sırtımı Beethoven’ın şu cümlesine yaslıyorum; “Konuşmanın hiçbir şeye değmediğini hissettiğim anlar oluyor.”
babam doğum günümü kutlamadı
önce derin nefes al ve ver sonra yüzünü iyice yıka, aynaya her zamanki gülümsemenle bak, belli oluyor mu? hayır. tamam, ağladığın belli olmuyor şimdi lavabodan çıkabilirsin
''Yanımdaki iskemleye oturdu, gözünü uzaklara dikti. Çekmeye can atılan bir ceza kadar güzeldi.''