Ne arkadaşlarımla dışarı çıkabiliyorum ne evde eleştirilmeden ailemin yanında oturabiliyorum ne de ailemle düşüncelerimi paylaşabiliyorum ama elimde telefon olduğu için sürekli uyarılıyorum. Bana telefondan başka seçenek bırakmadılar ama bunun farkında dahi değiller.
Duvarlara posterler asılır, yakalara resimler. Sınavlar biter, sonuçlar asılır. Yeri gelir okul asılır. Hıdırellez gelir, gül dalına dilekler asılır. Ülkeler görmüş denizler gezmiş insanlar bilir bunları İNSANLAR ASILMAZ!!!
biliyor musunuz çok yoruldum ve bundan sonra bir şeyler istediğim gibi olsa bile kırgın öleceğim
Sabahın 5'i olmuş ben yapayalnız sen çoktan uyumuşsun. Ben çaresizce şarkılar dinlerken sen güzel rüyalar görüyorsun belki de. Ben çırpınırken bu acıdan kurtulmak için sen unutmuşsun beni çoktan. Gözlerimi kapatsam siman, şarkıyı kapatsam sesin çınlıyor kulaklarımda bu yüzden hep şarkı dinliyorum. Ama şöyle hangi şarkıyı açarsam açayım hiç bişey susturmuyor kafamdaki sesleri. İyi ki dediğim her cümlenin keşke diye son buluşunu seyrediyorum. Hayatımı uzaktan izlediğimde ne kadar da mutluymuşum gibi davranıyorum. Her zaman gülüyorum, kahkaha felan atıyorum. Bu içten gelen bişey değil yapma zorunluluğu olan ve artık çok alıştığım bişey. Hayat acımasız dedirten her olaya gece sövüp sabah aynı hayata uyanıyorum. Ve git gide yok oluyorum. Hissizleşerek başladım ama devamı gelecek iyi izleyin. ***05|39"4519
ben mi?
henüz yitirmedim aklımı,
lakin bu şehir bazen boğuyor beni
biliyor musun?