Kusma isteğim, baş ağrılarım, uykusuzluğum, acılarım, hayattan bıkmışlığım geçmiyor. İyiyim, sadece biraz sinir ve stres. Bir şey yok, iyiyim.
Durmaksızın şimşekler çakıyor, köpekler havlıyor, elektrik gitti, saat de 4.17
“Kadeh kaldırıyorum Maria! Dünyanın acımasız ve kaba oluşu gerçeğine ve Tanrı’nın bizi kurtarmayışına.”
büyüdük sanıp boş yere kırdılar oyuncaklarımızı. bir bahar umuduyla ne varsa yıkıp yok yere gittiler. oysa gerçeğin merhametsiz duvarlarına çarpınca, ne bahar geldi bir daha topraklarına ne de ellerinde bir damla umut kaldı.
ufacık şeylerle mutlu olanlardan ufacık şeyler esirgenir, hiçbir şeyle yetinmeyenlerin önüne dünyalar serilir
Yorgunum ben, gün içinde sürekli uyuyorum geceleri uyanığım kendimi yorgun hissedecek fiziksel hiçbir şey yapmıyorum ancak çok yorgunum. ben birileriyle konuşmak istemiyorum ama anlatmak istiyorum anlatmaya kalksam kendimi ifade edemeyeceğimi de biliyorum. başım ağrıyor istemsiz göz yaşlarım akıyor ama neden ağladığımı da bilmiyorum. odaklanamıyorum hiçbir şeye zaten sürekli bir şeyleri unuttuğum için zihnimde boşluklar hissediyorum. küçüklüğüme dair anılar hatırlıyorum anneme anlattığımda ise bunların yaşanmadığını söylüyor, psikolog kendi anılarını 3. kişi gözünden göremezsin diyor. düşününce haklı göremem ama o zaman o anılar neden sürekli zihnimde dönüp duruyor? kendimle konuşmalarım artıyor, düşüncelerim susmuyor engel olamıyorum, ders çalışamıyorum, düşüncelerim o kadar fazla ki gerçek hayattan soyutlanıyorum. hayallerde yaşıyorum, hissizleşiyorum, duygularını fazlaca yansıtan insanlara tahammül edemiyorum teselli vermeyi de bilmiyorum zaten ben.
Burası bir akıl hastanesinin dördüncü katı,
Sana bu satırları buradan yazıyorum
Bu sana yazdığım kaçıncı mektup bilmiyorum
Sana benzeyen birini gördüğümde ağladığım için burdayım
Kimse anlamıyor beni,
Deli olduğumu düşünüyorlar,
Sana geleceğimi söylüyorum
Bağlıyorlar beni,
Kendimde değilmişim,
Öldüğünü kabul edecekmişim…
O ölmedi diyorum,
Ağlıyorum…
Öldü diyorlar,
Biliyorum gitmedin,
Bizi ayıracaklarını sanıyorlar
Ayıramazlar biliyorum
Mevsim kış,
Üşüyor musun?
Hava soğuk,
Kar vardır şimdi oralarda
Ellerin buz tutmuştur şimdi
Üşüyorsun biliyoum
Montumu vermeliyim sana,
Merak etme iyiyim ben
Sadece gelemediğim için affet beni
Dedim ya,
Bu sana yazdığım kaçıncı mektup bilmiyorum
Sen neden cevap yollamadın hala?
Yoksa göndermiyorlar mı mektuplarımı sana?
Yada;
Sen yazıyorsun da bana mı vermiyorlar?
Adresi daha iyi yazıyorum buraya,
Altınada özellikle tarif ediyorum,
Bulmaları kolay olsun diye seni,
Adres: Karşıyaka mezarlığı 2. kapıdaki caminin hemen iki üstünden sola dönünce