Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz!
(Türk Atasözü)
Hayırlı sabahlar Osmanlı Torunları...
Bismillahirrahmanirrahim
Huvel evvelu vel âhiru vez zâhiru vel bâtın(bâtınu), ve huve bi kulli şey’in alîm(alîmun). O, evveldir (ilktir)
ve ahirdir (sondur),
zahirdir (alâmetleri tüm varlıklarda görünendir)
ve bâtındır (gizli olandır).
Ve O, herşeyi en iyi bilendir.
Hadîd sûresi 3. ayet
Medine döneminde inmiştir. 29 âyettir. Sûre, adını 25. âyette geçen “elHadîd” kelimesinden almıştır. Hadîd, demir demektir. Sûrede başlıca, tüm kâinatın Allah’a ait olduğu ve kâinatta dilediği gibi tasarruf edeceği, Allah’ın dinini yüceltmek için can ve mal ile mücadelenin gerekliliği, dünya hayatının geçiciliği ve aldatıcılığı konu edilmektedir.
Allah Teâlâ’nın bazı sıfatlarına, evrendeki mutlak egemenliğine dikkat çekilerek başlayan sûrede, iman ve infakın önemi üzerinde durulmakta, âhirette müminler münafıklardan ve kâfirlerden ayrılıp kurtuluşa ererlerken diğerlerinin içine düşeceği acı durum tasvir edilmekte, dünya hayatının âhiret inancından bağımsız olması halinde anlamını yitireceği, buna karşılık insanın iyi bir kul olabilmek için hıristiyan rahiplerinin yaptığı gibi dünyayı tamamen terketmesinin gerekmediği hususu işlenmektedir.
...................
Resûlüllah (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) buyurdu:
“Ben haklı bile olsa münâkaşayı terkedene Cennetin kenarında bir köşk garanti ediyorum. Şaka bile olsa yalanı terkedene Cennetin ortasında, ahlâkı güzel olana da Cennetin en üstünde bir köşk garanti ediyorum”
Hadis-i Şerif (Ebu Davud, Edeb 7)
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ ⠀
وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَتَّخِذُ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اَنْدَادًا يُحِبُّونَهُمْ كَحُبِّ اللّٰهِۜ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَشَدُّ حُبًّا لِلّٰهِۜ وَلَوْ يَرَى الَّذ۪ينَ ظَلَمُٓوا اِذْ يَرَوْنَ الْعَذَابَۙ اَنَّ الْقُوَّةَ لِلّٰهِ جَم۪يعًاۙ وَاَنَّ اللّٰهَ شَد۪يدُ الْعَذَابِ
İnsanlar arasında Allah’ı bırakıp da O’na ortak koşanlar vardır.
Onları, Allah’ı severcesine severler.
Mü’minlerin Allah’a olan sevgisi daha güçlü bir sevgidir.
Zulmedenler azaba uğrayacakları zaman bütün kuvvetin Allah’ın olduğunu ve Allah’ın azabının pek şiddetli olduğunu bir bilselerdi!
"Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin.
Kendiniz için her ne iyilik işlemiş olursanız,
Allah (c.c) katında onu bulursunuz.
Şüphesiz Allah (c.c) bütün yaptıklarınızı görür."
.
Bakara Suresi 110. Ayet
Anne-baba çocuğunu bol nimete, süse ve refaha alıştırmamalıdır. Yoksa büyüyünce ömrünü bunları elde etmeye çalışmakla zayi eder.” İmâm Gazâlî/İhyâu Ulûmi’d Dîn
Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı, merhamet ettiği için, bazı günlere, gecelere ve aylara kıymet vermiş, bu zamanlarda yapılan dua ve tövbeleri kabul edeceğini bildirmiştir. Kullarının çok ibadet yapmaları, yalvarmaları, dua ve tövbe etmeleri için bu zaman dilimlerini sebep kılmıştır. Halk arasında "üç aylar" olarak bilinen Receb, Şaban ve Ramazan aylarını da, kullarının yalvarmaları, dua ve tövbe etmeleri için sebep kılmıştır. Bu mübarek üç ayların ilki Receb ayıdır ki, Âdem aleyhisselamdan beri kıymetli idi. Her ümmet, bu aya saygı gösterirdi. Receb, muhterem, kıymetli demektir. Hadis-i şeriflerde; "Receb, Allahü teâlânın ayıdır. Receb ayına ikram edene, saygı gösterene, Allahü teâlâ, dünyada ve ahirette ikram eder."
"Receb-i şerifin bir gün evvelinden, bir gün ortasından ve bir gün de sonundan oruç tutana, Receb-i şerifin hepsini tutmuşçasına, Hak teâlâ ihsanda bulunur" buyuruldu.
Üç aylardan ikincisi Şaban ayıdır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Şaban-ı şerif, benim kendime mahsus bir aydır. Hak teâlâ Arş-ı a'lânın meleklerine azamet-i şâniyle buyurur ki: Ey benim meleklerim, gördünüz mü, benim kullarım sevgilimin ayına nasıl hürmet ediyorlar. İzzim, celâlim hakkı için ben de kullarımı af ve mağfiretime nail eyledim.)
(Her kim Şaban-ı şerifte üç gün oruç tutarsa, Hak teâlâ, Cennet-i a'lâda ona bir yer hazırlar.)
Üç ayların üçüncüsü ise Ramazan ayıdır. Hadis-i şerifte; (Ramazan ayı gelince, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır) buyuruldu.
.
15 Temmuz 2016 gecesi yaşanan kanlı darbe girişimi karşısında TÜRK milletinin destansı direnişinin yıldönümü mübarek olsun. Bayrağımızı indirtmedik, ezanımızı dindirtmedik elhamdülillah. Ey aziz şehidlerimiz. Muhakkak ki sizler ölmediniz. Sizler, o kocаmаn yüreğinize hepimizi sığdırıp gittiniz. Kâlü belâ’dаn beri veriğimiz misaka sadığız. Elhаmdülillаh Müslümаnız. İslаm için , vаtаn için gerekirse şehid olur da bir zerre kimseye vermeyiz. . Şаnı yüce ALLAH’а аndolsun.!!!
Hayırlı Cumalar...
“İman edenler Allah yolunda savaşırlar. İnkâr edenler de tağut yolunda savaşırlar. O halde siz şeytanın dostlarına karşı savaşın. Şüphesiz şeytanın hilesi zayıftır.”
Nisa Suresi 76.Ayet
O halde dünya hayatını ahiret hayatı karşılığında satanlar, Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse biz ona büyük bir mükâfat vereceğiz.”
Nisa Suresi 74.Ayet
“Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı zerre haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir.”
Enfal Suresi 60.Ayet
“Şüphesiz Allah, mü’minlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır. Artık onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve ölürler. Allah bunu Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da kesin olarak vaat etmiştir. Kimdir sözünü Allah’tan daha iyi yerine getiren? O halde yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin. İşte asıl bu büyük başarıdır.”
Tevbe Suresi 111.Ayet
Mekke’de nâzil olmuştur. 19 âyettir. İsmini, Allah Teâlâ’nın birinci âyette geçen ve “en yüce, en üstün” mânasına gelen اَلْاَعْلٰى (A‘lâ) adından alır. Mushaf tertîbine göre 88, iniş sırasına göre 8. sûredir.
Cenab-ı Hakkın her türlü kusurdan, beşeri sıfatlardan ve yakışıksız isnatlardan tenzih edilmesinin gereği vurgulanır. Sonra da kullar için hazırlanan maddi ve mânevî nimetlerden bahsedilerek kâfirler imana, nankörler şükre davet edilir. İslâm davetinin kabul görüp yayılacağı ve mü’minlerin yakın zamanda başarıya erişeceği müjdesi verilir.
Peygamberimiz (s.a.s.) A’lâ sûresini çok severdi. Vitir namazında çoğunlukla birinci rekatta bu sûreyi, ikinci rekatta Kâfirûn sûresini üçüncü rekatta ise İhlâs ve Muavvizeteyn’i okurdu. Bayram ve Cuma namazlarında da bu sûreyi sık sık okudukları rivayet edilir. (Ebû Dâvûd, Vitr 4; Tirmizî, Vitr 9)
(Ey Habîbim!)
İsmâîl, İdrîs ve Zülkifl hakkında anlattığımızı da hatırla!
Onların her biri sabredenlerdendi.
Onları rahmetimize dâhil ettik!
Çünkü onlar, sâlih kimselerdendi.
Enbiyâ Sûresi 85 ve 86. âyet-i kerîmeler